Haberler

Yıl 2024 2023 2022 2021 2020 2019 2018 2017 2016 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008


Bakan Eroğlu’ndan “İklim Değişikliği 16. Taraflar Konferansı”yla Alakalı Değerlendirme

İklim Değişikliği 16. Taraflar Konferansı'na katılmak üzere Meksika'ya giden Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.

Bakan Eroğlu yaptığı açıklamada, 29 Kasımda başlayan ve 10 Aralık 2010 tahinine kadar Meksika'nın Cancun şehrinde devam edecek olan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı'na katılacağını kaydetti.

Türkiye'den konferansa katılmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluşun temsilcilerinden oluşan 80'i aşkın kişinin daha önce Meksika'ya gittiğini ifade eden Eroğlu, 196 ülkenin resmi temsilcilerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile uluslararası kuruluşların da dahil olduğu yaklaşık 16 bin kişinin konferansta bir araya geleceğini belirtti.

Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, konferans çerçevesinde 10-12 Aralık 2010 tarihleri arasında Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi'nin gerçekleştirileceğini de söyleyerek, zirvede Taraflar Konferansı süresince gerçekleştirilecek çeşitli çalışma gruplarının toplantıları ve oturumları sonucunda hazırlanacak ortak vizyon, azaltım, uyum, teknoloji transferi ve finansman konu başlıkları altındaki müzakere metinlerinin karara bağlanacağını ifade etti.

Kendisinin de Türk heyeti başkanı olarak zirvede 9 Aralık Perşembe günü bir konuşma yapacağını ve konuşmasında Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede neler yaptığını anlatacağını belirten Bakan Eroğlu, şunları kaydetti:

''Özellikle ağaçlandırma ve erozyon konusunda hakikaten büyük işler yapıyoruz ve dünya lideriyiz. Sanayi tesislerinin baca gazı arıtması, atık su arıtma tesisleri, çevre konusunda yaptığımız yatırımlar, özellikle yenilenebilir enerji konusunda yaptığımız hamleleri orada anlatacağım. Türkiye'nin bir tezi var, o da şu; iklim değişikliğinde tarihi mesuliyeti olan ülkeler var. Bizim Türkiye olarak tarihi mesuliyetimiz binde 4 kadar. Yani ihmal edilebilecek mertebede ama gelişmiş ülkelerin mesuliyetleri yüksek. Amerika'nın yüzde 27, Rusya'nın yüzde 7, Çin ve Avrupa ülkelerinin tarihi mesuliyetleri çok fazla. Biz diyoruz ki, kimin ne kadar tarihi mesuliyeti varsa o kadar yük alsın ama biz de gerekeni yapacağız, yapmaya da devam ediyoruz. Enerji, ulaştırma ve çevre konusunda dünyaya örnek olacak adımlar attık.''

Hes Santralleri

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Eroğlu, bir gazetecinin ''Çalışmalarınız sırasında özellikle sanat camiasının da yer aldığı tepkiler aldınız, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine şöyle dedi:

''Herkes ne isterse konuşabilir, o konuda bir tereddüdümüz yok ama biz diyoruz ki, bizden de bilgi alarak konuşsunlar ve tek taraflı bilgi almasınlar. Çevre ve Orman Bakanlığı ciddi bir devlet kurumudur. Gerçek bilgileri bakanlığımızdan alıp ondan sonra beyanat verirlerse daha isabetli olur. Söylediğimiz budur. Yoksa ülkemizde söz söyleme hürriyeti var. Varsa tenkit ve tavsiyeleri onları da dikkate alıyoruz.

En çok tenkit yenilenebilir enerji konusunda yapılıyor ama şunu ifade edeyim ki bütün dünyada yenilenebilir enerji, bilhassa hidroelektrik enerjisi teşvik ediliyor, destekleniyor. Hatta dünyada kullanılabilir kapasitenin tamamı kullanılmış durumda. Biz maalesef daha bu alanda yüzde 40'lara ancak ulaştık. Pek çok suyumuz boşa akıyor. Dolayısıyla bunu değerlendirmemiz lazım. Bu çevreci, yenilenebilir, temiz bir enerji kaynağı. Biz çevreyi tahrip etmeden bu kaynağımızı da kullanacağız. Dereler kurumuyor, hidroelektrik enerji santralleri (HES) suyu yutmuyor, su kullanmıyor, sadece suyun gücünden istifade ediyor. Pek çok faydası var. Özellikle taşkınlardan korunmak için, suyun kontrolü için önemli faydaları da var. Böylece ucuz, temiz, yerli enerjimizi sağlıyoruz.''

Bakan Eroğlu, ''Karadeniz halkının HES'ler konusunda tepkileri var, bu tepkiler neden kaynaklanıyor?'' sorusu üzerine de şunları kaydetti:

''Olabilir. Şöyle düşünün Rize, Trabzon ve Karadeniz halkı enerjiyi nereden alacak? Oraya termik santral mi kuralım? Bunu düşünmek lazım. Bir kere vatandaşı yanlış yönlendiriyorlar. Vatandaşı yönlendirenler 'Efendim dereler kuruyacak' diyor. Derelerin kuruması söz konusu değil. Biz sadece suyun gücünden istifade ederek enerji elde ediyoruz. Nasıl ki onlar zamanında suyun gücünden faydalanarak değirmenler yapıp un öğütmüşler, biz de suyu alıyoruz ve türbinden geçirerek tekrar dereye veriyoruz. Bakanlık olarak talimat verdik. Biri Trabzon, biri de Rize'de olmak üzere iki derenin HES'ten önceki durumunu tespit ediyoruz, HES'ten sonraki durumunu da tespit edeceğiz. Orada bir planlama yapacağız. Oraları muhteşem bir vadi haline getireceğiz. Görecekler farkı. Derelerin kurumadığını, daha güzel olduğunu görecekler. Bunu bizzat göstereceğiz.''

''HES'ler bölgede çevreye zarar vermiyor mu diyorsunuz?'' diye sorulan Eroğlu, şunları söyledi:

''Kesinlikle çevreye hiçbir zarar vermiyor. Orada yol inşaatları, yamaçtaki birkaç eve bir beldeye yapılan yolların verdiği tahribat, bir hidroelektrik santralinin yapımının verdiği zararın belki yüzlerce katı. Peki, niye yol istiyorlar? Yol da yapmayalım o zaman, enerji de götürmeyelim oraya. Tepedeki 3-5 ev için yol yapıyoruz. Elektrik, su götürüyoruz, bunlar çevreyi tahrip etmiyor mu? Biz, suyun enerjisini çevreyi tahrip etmeden tünelle alıyor, tünel ağzı ve çıkışında kesilen ağaçların beş katı kadar ağaç diktiriyoruz. Çevreyi düzenliyoruz. Nehre verilecek suyu, can suyunu kesinlikle kontrol ediyoruz. Hatta talimat verdim, bunu uydudan görelim diye. Bunun hiçbir mahsuru olmayacaktır. Vatandaşımız bize inansın, güvensin. Biz her şeyi vatandaşımızın menfaati için yapıyoruz. Onların zararına olacak bir şeyi devletin yapması söz konusu değildir.''

Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, ''Vatandaş yanlış mı yönlendiriliyor diyorsunuz?'' sorusu üzerine de, ''Vatandaş kesinlikle yanlış yönlendiriliyor. Cancun'a gittiğimizde göreceksiniz temiz ve yenilenebilir enerjinin geliştirilmesinden bahsedilecek. Diğer enerji kaynakları sera gazlarına neden oluyor. Bu bakımdan yenilenebilir enerji kaynakları önemli ve temiz kaynaklar. Vatandaşlarımız yanlış yönlendiriliyor. Tabi bazı samimi olan insanlar da var, ben kimseyi de suçlamak istemiyorum. Derelerin kuruyacağından endişe duyan samimi insanlar da var. Onların bu görüşüne saygı duymak lazım ama bazılarının da enerjiden pay alan, enerji pastasından yararlanan kişi ve firmaların yolunda gittiklerini açıkça ifade ediyorum'' diye konuştu.

07.12.2010

 


Haber Listesine / Geriye Dön