Haberler

Yıl 2024 2023 2022 2021 2020 2019 2018 2017 2016 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008


KÜRESEL ISINMA KURULTAY’I ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI, DMİ VE DSİ’NİN DESTEĞİ İLE EKONOMİ GAZETECİLERİ DERNEĞİ TARAFINDAN ANKARA’DA YAPILDI.

16 Haziran 2010

Geleceğine Sahip Çık sloganıyla Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği Küresel Isınma Kurultayı Devlet Su İşleri Konferans Salonunda yapıldı.


Kurultay’ın açılışında konuşma yapan Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın failinin de mağdurunun da insanlar olduğunu söyledi. Küresel ısınmanın önlenmesine yönelik adımlar atıldığını belirten Eroğlu, bu bağlamda Türkiye'nin de uluslararası anlaşmalara taraf olduğunu ifade etti.



Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu

Türkiye'nin, kişi başına sera gazı emisyonu, toplam emisyon ve kişi başına birincil enerji tüketiminde en düşük değerlere sahip ülkelerden biri olduğuna vurgu yapan Eroğlu, Türkiye'de sera gazı salımının yüzde 76'sının enerji üretiminden kaynaklandığını bildirdi. Bunu atık, tarım ve sanayi sektörlerinin izlediğini belirten Eroğlu, oluşturulan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulunda bu alandaki gelişmeleri takip ettiklerini söyledi.

"Enerji verimliğinin artırılmasına yönelik tedbirleri gerçekten istenilen şekilde alırsak 2020 yılında yaklaşık olarak 75 milyon ton, yani sera gazı emisyonunun yüzde 20'si oranında bir azalma sağlanacaktır" diyen Eroğlu, ulaşım sektörüne ilişkin yakıt kalitesinin iyileştirilmesi ve alternatif yakıt için de adımlar atılmaya başladığını kaydetti. Eroğlu, bu noktada raylı sistemlerin çok önemli olduğunu belirterek, "Marmaray tamamlandığında yılda 130 bin ton sera gazı emisyonunun atmosfere salımı engellenmiş olacak" dedi. Eroğlu, en kısa zamanda katı atık bertaraf sorununun çözülmesi gerektiğini de vurguladı. Ağaçlandırma ve erozyon ile ilgili başlatılan seferberlikle, 2012 yılına kadar orman ıslahı ve ağaçlandırma çalışmaları yürüteceklerini belirten Eroğlu, bu çalışmanın 2 milyon 300 bin hektarlık orman alanını kapsayacağını söyledi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak ise Küresel Isınma Kurultayı'yla medya ve toplumda farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.


Kurultay’ın Kamunun Küresel Isınmaya Bakışı başlıklı ana oturumunda konuşma yapan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar şunlara deyindi.



Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar

  • İklim, yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca gözlenen hava şartlarının ortalama durumudur.
  • Nedeni ne olursa olsun iklim şartlarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler iklim değişikliği olarak adlandırılmaktadır.
  • Doğal Sera Etkisi “Atmosferdeki gazların gelen kısa dalga boylu Güneş ışınımına karşı geçirgen, buna karşılık geri salınan uzun dalga boylu yer ışınımına karşı çok daha az geçirgen olması nedeniyle, Yerküre’nin beklenenden daha fazla ısınmasını sağlayan ve ısı dengesini düzenleyen doğal süreçtir.”
  • Küresel iklim değişikliği, karşılaştırılabilir bir zaman periyodunda gözlenen tabii iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik olarak tanımlanmaktadır.

HÜKÜMETLER ARASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PANAELİ 2007 RAPORUNA GÖRE İKLİMDE DEĞİŞİMLER;

  • 1906-2005 yılları arasında küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 0,74°C, 1998 yılı 0,58 °C'lik anomali ile en sıcak yıl, 2005 yılı 0,49 °C'lik anomali ile en sıcak ikinci yıldır.
  • Yıllık ortalama CO2 Artışı, 1850-2005 yılları arasında; 0,65 ppm 1995-2005 yılları arasında; 1,90 ppm dir.
  • 100 yıldaki deniz seviyesi artışı 17 cm, 1961-2003 yılları arasında yıllık ortalama artış 1,8 mm (1,3-2,3 mm), 1993-2003 periyodunda ise yıllık ortalama artış 3,1 mm (2,4 mm-3,8 mm) dir.
  • 2100 yılına kadar 1990 seviyelerine göre; en iyimser senaryoya göre (B1) : 1,8 °C artış, En kötümser senaryoya göre (A1FI) : 4,0°C artış beklenmektedir.
  • 1980-1999’a göre 2090-2099 periyodu için rölatif yağış değişkenliği;
     Yağışlarda hem kış hem de yaz aylarında yüksek enlemlerde artış, ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında ise %20’lere varan azalmalar beklenmektedir.

İTÜ VE DMİ’NİN TÜBİTAK DESTEKLİ ORTAK ÇALIŞMASINA GÖRE TÜRKİYE’DE DEĞİŞİMLER;

  • Türkiye‘de son yüzyılda sıcaklık ve yağış değişimleri; (Ortalama sıcaklık 14° C ortalama sıcaklıklarda 0,64 °C/100 yıl artış trendi vardır.
  • Yağışlarda; kış mevsiminde azalma yönünde olan bu değişiklikler, Akdeniz (AKD), Akdeniz Geçiş (AKDG), Karasal İç Anadolu (KİAN) ve Karasal Akdeniz (KAKD) önemli düzeydedir.
    • RegCM3-ECHAM B1 (İyimser) Senaryosu 2011-2100 Sıcaklık ve Yağış Projeksiyonlarına göre;

    • İlk 30 yılda batı bölgelerinde ilkbahar mevsiminde soğuma,
    • 21. yüzyıl sonunda güney ve güneydoğu bölgeler 4°C'ye ulaşan ısınma,
    • Yaz mevsiminde ilk ve ikinci 30 yıllık dönemde güney ve iç bölgelerde azalma, kışın güney kıyılarında artış ve kuzey bölgelerde artış,
    • Kar kalınlığında yüzyılın sonunda Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de 10-30 cm arasında azalış olabilecektir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TÜRKİYE'YE ETKİLERİ

  • Su kaynaklarının zayıflaması,
  • Kuraklık ve su stresinde artış,
  • Orman yangınlarının artması,
  • Erozyon,
  • Tarımsal üretkenlikte değişiklikler,
  • Hastalık ve zararlıların artması,
  • Ekolojik bozulmalar,
  • Sıcak dalgalarına bağlı ölümler ve vektör kaynaklı hastalıklarda artışlar gibi küresel iklim değişikliğinin muhtemel olumsuz yönlerinden etkilenecektir ve risk grubu ülkeler arasındadır.

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE DOĞAL AFETLER

  • WMO kayıtlarına göre, son 50 yılda Dünya üzerinde gerçekleşen on doğal afetten dokuzu ekstrem hava ve iklim olaylarından kaynaklanmaktadır.
    • Fırtınalar, seller, kuraklıklar, sıcak dalgaları, toz fırtınaları, orman yangınları ve pek çok diğer tehlike milyonlarca insanın yaşamını ve geçim kaynağını tehdit etmektedir.
    • Tehdidin boyutlarının küresel iklim değişikliğiyle ekstrem hava olaylarının sıklığı ve şiddetindeki artışa paralel olarak daha da büyüyeceği öngörülmektedir.

TÜRKİYE'DE EKSTREM OLAYLAR (1940-2008)

  • Zarar yapan ekstrem hava olayları sayısı,1960-1970, 1981-1983 ve 2001-2008 yılları arasında artış göstermiştir.
  • Son dönemde yaşanan normalden düşük yağış koşullarına bağlı olarak, 2006 2007 ve 2008 yıllarında, su kıtlığı tarımsal üretim, sulama, içme suyu ve diğer hidrolojik sistemleri de içeren su kaynakları ve enerji üretimi bakımından kritik bir noktaya ulaşmıştır. Bazı büyük göllerde su seviyeleri yerel halkı ve doğal hayatı etkileyen düzeylerde düşüş göstermiştir.

ULUSLARARASI SÜREÇ VE TÜRKİYE

2012 SONRASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ REJİMİ

  • Kyoto Protokolü’nün 1. yükümlülük dönemi 2012 yılında bitmektedir.
  • 2012 sonrası uluslararası iklim rejimine yönelik süreç Sözleşme ve Protokol altında oluşturulan aşağıdaki çalışma gruplarının toplantıları çerçevesinde devam etmektedir:
    • BMİDÇS // Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu. (Ortak Vizyon, Azaltım, Uyum, Teknoloji Transferi ve Finansman)
    • Kyoto Protokolü // EK-1 Ülkeleri için İlave Taahhütler Geçici Çalışma Grubu.
    • (EK-1 ülkelerinin ileriki dönem salım azaltım veya sınırlama yükümlülüklerinin belirlenmesi)

KOPENHAG MUTABAKATI

    2012 sonrası için yürütülen müzakereler çerçevesinde Aralık 2009'da 15. Taraflar Konferansında oluşturulan ve yasal bağlayıcılığı olmayan Kopenhag Mutabakatı özetle;

  • Küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutulmasını hedeflemektedir.
  • Düşük emisyonlu kalkınma stratejisinin benimsenmesini önermektedir.
  • Ek-1 ülkelerinin sera gazı azaltım hedeflerini; Ek-1 dışı ülkelerinin ise, sera gazı azaltım eylemlerini Sekretarya’ya bildirimini öngörmektedir.
  • Gelişmiş ülkelerin mali desteklerini ortaya koymaktadır (2010-2012 periyodunda 30 milyar dolar, 2012-2020 arasında yıllık 100 milyar dolarlık fonun harekete geçirilmesi).

KOPENHAG MUTABAKATI ve TÜRKİYE'NİN TUTUMU

  • 2012 sonrası için iyi bir giriş olarak nitelendirilen Mutabakat için Türkiye:
  • Özel şartların mutabakat metninde dikkate alınmadığını vurgulamıştır.
  • Emisyon azaltım hedeflerinin Ek-1 ve Ek-1 dışı ülkeler olarak sınıflandırılmasını olumlu karşılanmamıştır.
  • İklim değişikliği ile ilgili küresel mücadelede Ulusal Programlarına Uygun Azaltım Faaliyetleri (NAMA) üstlenmek istediğini ifade etmiştir.

TÜRKİYE’NİN TEMEL GÖSTERGELERİ VE ÖZEL ŞARTLARI

  • Türkiye’nin, temel ekonomik göstergeler bazında, sanayileşme seviyesi henüz OECD ülkelerinin çoğunun ulaşmış olduğu seviye ile karşılaştırılabilir değildir.
  • OECD ve BMİDÇS Ek-1 ülkeleri arasında, Türkiye, kişi başı emisyon değeri açısından en düşük değere sahiptir.
  • OECD, AB VE BMİDÇS Ek-1 ülkeleri arasında en yüksek nüfus artış hızına sahiptir.
  • Ekonomik gelişmesine bağlı olarak Türkiye’nin enerji ve elektrik ihtiyacı artmaya devam edecektir.
  • Enerji üretimine yerli kaynaklar kullanılarak devam edecektir.
  • OECD ve BMİDÇS Ek-1 ülkeleri arasında kişi başı sera gazı emisyon, kümülatif emisyon ve kişi başı birincil enerji tüketimi miktarında en düşük değere sahiptir.

2012 SONRASI DÖNEM VE TÜRKİYE

  • Türkiye 2012 sonrasına yönelik uluslararası müzakereleri temel çevresel, ekonomik ve sosyal göstergeleri paralelinde sürdürmektedir.
  • Büyüyen bir ekonomisi ve giderek artan enerji talebi bulunmaktadır.
  • İklim Değişikliği ile mücadele kapsamında herhangi bir sera gazı sınırlama yükümlülüğü olmadığı halde sektörel bazda önemli hamleler gerçekleştirmektedir.
  • Özel Şartları çerçevesinde iklim değişikliğiyle ilgili küresel mücadeleye adil olan katkıyı yapacaktır.
  • Artan emisyonlarını “no-lose target” stratejisi çerçevesinde sınırlayabilecektir.
  • Ulusal uygun azaltım faaliyetlerini (NAMAs) benimsemektedir.
  • Düşük karbon ekonomisine geçişte teknoloji transferi ve finansal desteğe ihtiyacı bulunmaktadır.

    15. Taraflar Toplantısına kadar devam edecek 2012 sonrası uluslararası iklim değişikliği müzakerelerine yönelik olarak;

  • Uzun Dönemli İşbirliği altında yürütülen çalışmalarda ülkemizin gelişmekte olan ülke olarak tanımlanması ile bu ülkelere sağlanacak esnekliklerden ve Kyoto Protokolü altında müzakereleri devam eden yeni mekanizmalardan (Sektörel yaklaşım ve NAMA’ların kredilendirilmesi) yararlanılması için gerekli çabaların gösterilmesi
  • Mevcut ve yeni oluşturulacak finansman kaynaklarından ülkemizin faydalanması yönünde gerekli adımlar atılacaktır Kyoto Protokolü’nün I. Taahhüt döneminin bittiği 2012 yılı sonrasında herhangi bir sera gazı emisyonu sayısal azaltım yükümlülüğün alınmasının ülkemiz ekonomisine getireceği ilave yük ve sorumluluklar dikkate alınarak, Protokolün Ek-B listesinde ülkemiz isminin bulunmaması yönünde her türlü girişimde bulunulması



Toplantıda Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar’a plaket sundu



Genel Müdür Çağlar da oturuma katılan New York Barosundan UNDP Karbon Projesi Hukuk Danışmanı Nursel Atar’a plaket verdi.

16.06.2010

 


Haber Listesine / Geriye Dön