Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Biyoçeşitlilik İzleme ve Koruma Sempozyumu’na İştirak Etti

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, DSİ Konferans Salonu'nda düzenlenen Biyoçeşitlilik İzleme ve Koruma Sempozyumu'na iştirak etti.

Prof. Dr. Veysel Eroğlu sempozyumda yaptığı konuşmada, geçen yılın bütün Dünyada uluslararası biyoçeşitlilik yılı olarak kutlandığını ifade ederek biyoçeşitliliğin korunması hususunda, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, sempozyumu tertip eden Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarını sunarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çevremizi mutlaka korumamız lazım bu sadece Çevre ve Orman Bakanlığına ya da Özel Çevre Koruma Kurumu’na düşen bir vazife değildir. Bütün vatandaşlarımıza, 73 milyon kişiye düşen bir görevdir. O bakımdan çevreye sahip çıkmalıyız, gelecek nesillere çok daha güzel bir Türkiye bırakmak bizim boynumuzun borcudur. Bunu özetle vurgulamak istiyorum. Ben bir çevre profesörü olarak çevreye çok önem veriyorum, esasen çok büyük hedeflerimiz var. Her zaman belirtmiş olduğum gibi büyük hedefleri olan kurumlar, milletler isimlerini tarihe altın harflerle yazdırırlar. Aksi takdirde hedefi olmayan, büyük düşünmeyen kurumlar yok olmaya mahkumdur. Bakanlık olarak Dünyada çok itibarlı bir konuma sahibiz. Hedefimiz 2012 yılında Bakanlığımızı Dünya genelinde 12. Sıraya çıkarmaktır.”

Bütün kurumlara 2013 ve 2023 yılı hedeflerini ortaya koymaları hususunda talimat verdiğini belirten Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, hükümetin belirlediği 2023 yılında Dünyanın en büyük 10. ekonomisine ulaşılması paralelinde Bakanlığın da çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Tabiatı koruma konusunda Türkiye’nin de dünyada söz sahibi olduğunu söyleyerek; “Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı’nın özellikle nesli tükenmekte olan hayvanların ve tabiatının korunmasıyla alakalı ciddi çalışmaları var. Yaralı bir caretta carettanın bakımı yapılıp da denize bırakmanın verdiği keyif, kelimelerle ifade edilemez. Laf aramızda, bana baraj yapmaktan daha fazla keyif veriyor'' dedi.

Bakanlığın çalışmalarının Özel Çevre Koruma Kurumuyla sınırlı olmadığına işaret eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Orman Genel Müdürlüğü, ORKÖY, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü ve bakanlığa bağlı diğer birimlerin de önemli çalışmalar yaptıklarını anlatarak; ”Çevrecilik kuru lafla olmuyor'' diye konuştu.

AB müzakerelerinde çevre faslının açılmasına da değinen Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu kapsamda yapılan çalışmaların AB istediği için değil, Türk insanı hak ettiği için gerçekleştirildiğini söyledi.

AB Çevre Faslı kapsamında Türkiye'nin Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu çıkarma taahhüdünde bulunduğunu belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, kanunla bakanlık bünyesinde ulusal ''Biyolojik Çeşitlilik Kurulu'' oluşturulacağını belirterek şunları söyledi:

"Bazıları, bu kanunla bir takım korunan alanları iptal edeceğimizi söylüyor. Bunlar birtakım yanlış kanaatlere yol açtılar. Şu anda Koruma Kurulu tarafından ilan edilen alanlar korunuyor mu sanıyorsunuz? Biz bunları AB standartlarına göre sınıflandıracak ve buna göre koruyacağız. Bunu koruyacak olan da Çevre ve Orman Bakanlığıdır. Başka bir bakanlık değildir. Tabiatı, biyoçeşitliliği koruyacak olan biziz. Biz, korunan alanları azaltmıyoruz, çoğaltıyoruz, akıllıca koruyoruz. Buna bazı itirazlar var. Her şey bakanlığa bağlı diye. Doğru değil. Komisyonlar, koruma kurulları var. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, ilgili bakanlıkların uzmanları da katılıyor. Bu kanun çok önemli. Biyoçeşitliliği korumak istiyorsak bir an önce çıkmalı. Bazılarının dediği gibi bu kanun HES'lerin önünü açmak için değil, tabiatı korumak için gereklidir."

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, her canlıyı ve bitkiyi korumak gerektiğini hatırlatarak, gelecek nesillere çok daha güzel bir ülke bırakmak için gayret edilmesi gerektiğini ifade etti.

Sempozyumda konuşan Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanı Ahmet Özyanık ise, Özel Çevre Koruma Kurumunun temel görevinin, baskı altındaki değerleri gelecek nesillere taşımak ve bunun için her türlü tedbiri almak olduğunu söyledi.

Korunan alanların, biyolojik çeşitliliği korumak ve gelecek nesillere taşımak için en iyi araçlar olduğunu ifade eden Özyanık, bu alanların Türkiye yüz ölçümünün yüzde 5-7'sini, özel çevre koruma alanlarının da bu oranın üçte birini oluşturduğunu belirtti.

Özel çevre koruma alanlarının Türkiye kıyılarının yüzde 17'sini kapladığına işaret eden Özyanık, bunun bin 177 kilometrelik bir kıyı uzunluğuna denk geldiğini ifade etti.

05.01.2011