Haberler

Yıl 2024 2023 2022 2021 2020 2019 2018 2017 2016 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008


Kyoto Protokolü Basın Açıklaması

ANKARA-) Ülkemizin Kyoto Protokolüne Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı dün (5 Şubat 2009) TBMM’de kabul edilmiştir. 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olarak sözleşme altında yürütülen çalışmalara aktif katılım sağlayan ülkemiz, Kyoto Protokolüne taraf olmasıyla, protokole taraf ülkelerin oluşturduğu çalışma gruplarına da katılarak özel şartlarımızı ifade etme imkânına kavuşacaktır.

Bilindiği üzere Kyoto Protokolü ilk yükümlülük dönemi olarak bilinen 2008-2012 periyodu için alınacak sera gazı salımı azatlım veya sınırlama taahhüdünü içermektedir.

2013 yılından itibaren yeni bir rejim başlayacak olup, ülkelerin üstleneceği sorumlulukların Aralık 2009’da Kopenhag’da yapılacak 15. Taraflar Toplantısında belirlenmesi hedeflenmektedir.

Türkiye, Kyoto Protokolüne taraf olan bir ülke olarak 2013’ten itibaren uygulanacak iklim değişikliği kontrolü rejiminde ülkemiz çıkarlarını ortaya koyarak, görüşlerimiz doğrultusunda şekillenecek yeni rejime taraf olma imkanına kavuşacaktır. Kyoto Protokolüne taraf olmanın zamanlaması bilhassa bu nedenle önemlidir.

Ülkemiz, Kyoto Protokolünün EK B listesinde yer almadığından Kyoto Protokolüne taraf olunması 2012 yılı sonuna kadar ülkemize herhangi bir sera gazı azatlım yükümlülüğü getirmemektedir. Ancak Türkiye küresel sorumluluk çerçevesinde iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli çalışmalar yapmış ve yapmaya devam edecektir.

Enerji sektöründe;

2005 yılında “yenilenebilir enerji kanunu” çıkarılmıştır. 2007 yılında, takriben 200 milyar kwh’lik türkiye tüketiminin 35,8 milyar kwh’lik bölümü hidrolik santrallerden karşılanmıştır.

1990 ila 2004 yılları arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı 23,23 milyar kwh’dan 46,23 kwh’ya yükselmiş yani iki kat artmıştır.

2007 yılında enerji verimliliği kanunu çıkarılmış ve enerji tasarrufuna önem verilmiştir. enerji verimliliğinin artırılması yönelik uygulamalarla, 2020 yılında 222 mtep olması beklenen tüketimin en az 30 mtep’lik bölümü, sanayide, binalarda, ulaşımda ve enerji sektöründe tasarruf edilebilecek ve böylece yaklaşık 75 milyon ton karbondioksit emisyonu önlenebilecektir.

Çimento ve demir çelik tesisleri olmak üzere enerji verimliliğinin artırılması, daha kaliteli yakıtların ve alternatif yakıtların (LPG ve etanol) kullanımı yönünde çalışmalar başlatılmıştır.

Atık sektörü;

2009 yılı itibariyle, 3225 belediyenin 611 tanesini kapsayan düzenli depolama tesisleri kurulmuştur

2003 yılında 15 düzenli depolama tesisi ile 23 milyon nüfusa hizmet verilirken; 2008 de 38 adet tesisle 31 milyon nüfusa hizmet verilmektedir.

Ormancılık;

2008–2012 yılları arasında toplam 2,3 milyon hektar alanın yani Trakya bölgesi kadar bir alanın ağaçlandırılması ve böylece yutak alan kapasitesinin arttırılması hedeflenmektedir.

Ulaştırma sektöründe,

Araçlarda kullanılan yakıt kalitesinin iyileştirilmesi ve alternatif yakıtların kullanılması yönünde önemli adımlar atılmıştır.

Yeni teknoloji ürünü motorlara sahip taşıtların kullanılması ve eski araçların trafikten çekilmesi politikaları benimsenmiştir.

Büyük şehirlerde toplu taşımacılığın teşviki için metro ve hafif raylı sistemlerin kullanımının hızla yaygınlaştırılması çalışmalarına hız verilmiştir.

Çok büyük bir ulaştırma projesi olan ve yılda 130 bin ton sera gazı emsiyonu azaltımı yapması beklenen İstanbul boğazı Marmaray tüp geçit projesinin 2010 yılında tamamlanacaktır.

Türkiye küresel mesuliyet çerçevesinde iklim değişikliği ile mücadele konusunda görüldüğü gibi pek çok çalışma yapmış ve yapmaya devam edecektir. Ayıca; Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla işbirliği içerisinde iklim değişikliği konusunda pek çok önemli proje başlatmıştır.

Basının ve kamuoyunun bilgisine sunulur.


Haber Listesine / Geriye Dön