Ana Sayfa › e-Kütüphane › Meteoroloji Sözlüğü
A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | J | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y | Z
M (M.,) [k]
M (M.,) [k]
Bofor Hava Sembolleri Sisteminde 'pus' için kullanılan kısaltma.
M (M.,) [k]
M (M.,) [k]
Muson Hava Kütlesi için kullanılan kısaltma
MAESTRO (MAESTRO) [i]
MAESTRO (MAESTRO) [i]
Adriyatik Denizinde esen kuzey batılı rüzgara verilen isim. Akdeniz'de, özellikle Sardinya ve Korsika kıyılarında esen kuzey batılı rüzgarlar için de bu isim kullanılır.
MAHALLİ RÜZGAR İSİMLERİ [i]
MAHALLİ RÜZGAR İSİMLERİ [i]
YILDIZ:Kuzeyden esen, ismi yerel balıkçılar tarafından verilen soğuk rüzgar. Genellikle Karadeniz ve Marmara denizi üzerinden bir soğuk cephenin geçişinden sonra eser. Yazın serin, kışın ise soğuk hava taşır.
LODOS:Türkiye’nin batı kesimlerinde, güney batı yönlerden esen sıcak rüzgar. Bazen hızı ve hamlesi 40 ile 60 Knots’a kadar ulaşarak etkili olur. Denizciler için oldukça önemlidir. Yağmurun peşinden sıcak bir havaya neden olur. Özellikle kış mevsiminde, sıcak esme özelliği nedeniyle karların erimesine neden olarak zaman zaman taşkın, sel ve su baskınlarına yaratır. Aynı zamanda estiği sürece sıcaklıklarında normallerinden fazla artmasına neden olan bir rüzgardır. Zaman zaman Eğe, Marmara ve Batı Akdeniz’de deniz ulaşımını etkilediği gibi kara ve denizde can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak olaylara neden olarak yaşamı etkiler.
POYRAZ:Kuzeydoğudan esen, Karadeniz’in kuzey doğuya bakan kıyıları ile İstanbul Boğazı’nda hasar yaratabilecek şiddette esen soğuk rüzgar.
Güney Rusya üzerinde oluşan yüksek basınç ile yoğun soğuk kararlı havanın güneye, Karadeniz’in nispeten sıcak deniz yüzeyine doğru uzanması nedeniyle güneyde oldukça kararsız ve hamleli rüzgar oluşur ki bu poyrazdır.
Poyrazın şiddeti ve hamlesi, kuzeydeki yüksek basınç ile güneydeki, yani Karadeniz üzerindeki alçak basıncın arasındaki basınç farkına bağlıdır. Basınç farkı fazlalaştıkça rüzgarın hızı ve hamlesi artar. Poyraz, aynı zamanda kış mevsiminde Türkiye’nin kuzey kıyılarında, Karadeniz’de ve Karadeniz’e bakan taraflarda kar yağışına neden olur.
MELTEM: Tüm yaz boyunca Doğu Akdeniz’de düzenli olarak esen kuzeybatılı rüzgar. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında hem çok düzenli hem de kuvvetli olarak eser. Musonların oluşum şekillerine benzerlikleri vardır. Genellikle Doğu Akdeniz’de alçak basınç oluştuğunda veya yerleştiğinde görülür. Hızı 15-20 Knots’dur. Öğleden sonra zaman zaman hızı 30 Knots’u bulur. Geceleri ise rüzgarın hızında alama görülür. Aynı özellikleri taşıyan ve Ege’de esen rüzgar da yerel ifadeyle İMBAT olarak isimlendirilir.
KARAYEL: Yağmurlu bir dönemi izleyen 2-3 gün boyunca devamlı olarak esen kuzeybatılı rüzgar.
Balkanların kuzeyinde, Rusya Stepleri içerisinde oluşan alçak basınç merkezi ve buna bağlı cephe sistemlerinin geçişi sırasında gözlenen rüzgar cinsidir.
Esme yönündeki yüksek dağların kuytu taraflarında yamaç aşağı alçalan rüzgar ısınarak fön tipi rüzgar etkisi ve özellikleri taşır. Bu yerlerde sıcak, kuru ve hoş bir hava yaratırlar.
KEŞİŞLEME: Güneydoğudan esen ve ismi yerel denizciler tarafından verilen oldukça kuru ve sıcak rüzgar.
Etkilediği yerlerde sıcaklıkların artmasına neden olduğu gibi havayı da kurutur.
KIBLE: Güneyden esen, güney yönünü simgeleyen “kıble”den ismini alan, oldukça sıcak ve nemli rüzgar.
Orta Akdeniz’de oluşan alçak basınç merkezi ülkemizde bu tür rüzgarın gözlenmesini sağlayan etkenlerdendir.
GÜNDOĞUSU: Doğudan esen soğuk ve kuru rüzgar.
Güney Rusya ile Kafkaslarda yüksek basıncın görülmesi durumunda bu rüzgar tip daha çok gözlemlenir. Gündoğusu rüzgar genellikle yağışın kesilmesine neden olur.
GÜNBATISI: Batıdan esen sıcak ve nemli rüzgar.
Günbatısı özellikle yurdun batı kesimlerinde yağışlara neden olur. Marmara ve Karadeniz üzerinden alçak basınç ve cephe sistemlerinin her geçişinde gözlenen ve zaman zaman denizde ve karada yaşamı etkiler.
MAK SAYISI (MACH NUMBER) [i]
MAK SAYISI (MACH NUMBER) [i]
Hava içerisinde, sürtünmeli ortamda hareket eden cisimler için önem taşıyan bir sayı. Hava içerisinde hareket halinde olan cismin hızının, aynı sıcaklıktaki ses hızına oranını gösterir bir katsayı. Hava içerisinde bulunan su buharı oranı dikkate alınmazsa, sesin hızı hava sıcaklığının karesi ile doğru orantılı olarak değişir. Standart atmosferde, sesin hızı, 0 feet ve 15 °C'de, saatte 762 mil, 37 000 feette ve -56.5 °C'de, saatte 660 mildir.
MAKEREL GÖKYÜZÜ (MACKEREL SKY) [i]
MAKEREL GÖKYÜZÜ (MACKEREL SKY) [i]
Arasındaki boşluklardan mavi gökyüzünün görülebildiği, muntazam dalgalar halinde sıralanmış, yuvarlak görünüşlü, parçalı, uskumru balığının sırtına benzer görüntü sergileyen, azda olsa dikey genişlemesi olan, buz kristallerinden oluşmuş cirrocumuluslarla kaplı gökyüzü için kullanılan bir benzetme.
MAKROİKLİM (MACROCLIMATE) [i]
MAKROİKLİM (MACROCLIMATE) [i]
İçerisindeki küçük, yöresel iklim farklılıkları göz ardı edildiğinde, bir bütün olarak çok geniş bir alanı kapsayan genel iklim. Makro iklim bilgileri bu geniş alan içerisinde yer alan büyük klima istasyonları aracılığıyla derlenir.
MAKROKLİMATOLOJİ (MACROCLIMATOLOGY) [i]
MAKROKLİMATOLOJİ (MACROCLIMATOLOGY) [i]
Makro iklim alanlarıyla ilgilenen, bu alanlardaki iklim analizlerini yapan, makro iklimle ilgilenen bilim dalı.
MAKROMETEOROLOJİ (MACROMETEOROLOGY) [i]
MAKROMETEOROLOJİ (MACROMETEOROLOGY) [i]
Genel sirkülasyonu anlamaya ve açıklamaya yönelik olarak büyük ölçekli hava değişimlerini ortaya koyabilmek amacıyla, haftalar ve ayları içeren uzun bir sürede yapılan hava ile ilgili çalışmalar. Veya; yeryüzünün çok geniş bir alanını/tamamını etkileyen meteorolojik olaylar üzerinde yapılan çalışmalara verilen isim. Mikro meteorolojinin tersi.
MAKROÖLÇEK (MACROSCALE) [i]
MAKROÖLÇEK (MACROSCALE) [i]
Yeryüzü üzerinde yatay eksende 200 km veya daha fazla bir alanı kapsayan bölümde gerçekleşen meteorolojik olayları belirtmede kullanılan bir terim. Bir kıtayı kapsayacak büyüklükteki bu alanda rüzgar sirkülasyonu veya bulut örtüsü gibi meteorolojik olaylar izlenebilir.
MAKROPATLAMA (MACROBURST) [i]
MAKROPATLAMA (MACROBURST) [i]
Etrafındaki 4 kilometre veya daha fazla alanda etkisi hissedilen, geniş, aşağı yönde hava hareketi. Oluşumu bu şekilde olan hasar verici rüzgarlara verilen genel isim.
MAKSİMUM TERMOMETRE (MAXIMUM THERMOMETER) [i]
MAKSİMUM TERMOMETRE (MAXIMUM THERMOMETER) [i]
En son icrasından/indirgenmesinden sonra otomatik olarak en yüksek sıcaklığı gösteren, hazneye yakın kısmı daraltılmış cıvalı bir termometre. Birçok değişik tipi vardır. Yatay konumda tutulan termometrede, hava sıcaklığı arttığında genleşen cıva daraltılmış tüp boğazından geçer ama hava sıcaklığı düştüğünde büzülen cıva geri hazneye dönmez. Tüp içindeki cıva sütunun en üst ucu o günkü en yüksek hava sıcaklığını gösterir. Okuma işlemi tamamlanıp değer alındıktan sonra elle sallanarak tüp içerisindeki civanın hazneye dönmesi sağlanır (icra/indirgeme işlemi) ve bir sonraki gün en yüksek hava sıcaklığını ölçmek için termometre hazır hale getirilir.
MAKSİMUM VORTISITI (VORTICITY MAXIMUM) [i]
MAKSİMUM VORTISITI (VORTICITY MAXIMUM) [i]
Akışkanların vortisiti alanlarının maksimum olduğu alanı veya vortisitinin merkezi için kullanılan terim.
MAKSİMUM/EN YÜKSEK (MAXIMUM) [s]
MAKSİMUM/EN YÜKSEK (MAXIMUM) [s]
Belirli bir gözlem süresi içerisinde, sıcaklık, basınç veya rüzgar hızı gibi meteorolojik değerlerin ulaştığı en yüksek nokta.
MALOJA RÜZGARI (MALOJA WIND) [i]
MALOJA RÜZGARI (MALOJA WIND) [i]
İsviçre'de Engadine ve Bergell vadileri arasındaki Maloja geçidinde esen rüzgarlara verilen isim. Engandine'nin üst taraflarından aşağı doğru gün boyunca eser ve geceye kadar devam eder. Bu rüzgarın esme yönü dağ rüzgar oluşum sistemi teorisine ters düşmektedir. Açıklaması ise Bergell'i aşan rüzgarların bu vadide de etkili olması şeklinde yapılmaktadır.
MAMMATO/MEMELİ KÜMÜLÜS (MAMMATOCUMULUS) [i]
MAMMATO/MEMELİ KÜMÜLÜS (MAMMATOCUMULUS) [i]
Cumulonimbus mammatus olarak kullanılan terim, bulut tabanının altında kese veya memeye benzer bulut parçacıklarının görüldüğü Cb'leri tanımlamada kullanılır. Bu tür bulutlar kuvvetli hava olaylarına neden olmazlar ama fırtınaların habercisidir.
MAMMATUS/MEMELİ (MAMMATUS) [s]
MAMMATUS/MEMELİ (MAMMATUS) [s]
Alt seviyelerinde keseler veya memeler şeklinde bulut oluşumuna sahip bulut cinsleri için kullanılan terim. Özellikle, stratocumulus ve cumulonimbus bulutlarının alt seviyelerinde veya örs görünümlü gelişme bulutlarının altında gözlenen meme veya kese benzeri bulut oluşumlarını örsün üzerinde Cb'nin dağılımıyla oluşan Cirrus bulutlarıyla beraber görmekte olasıdır.
MANOMETRE (MANOMETER) [i]
MANOMETRE (MANOMETER) [i]
Gazların basıncını ölçmekte kullanılan alet. Çok farklı yapıda olmalarına rağmen en fazla kullanılanı içerisinde cıva veya benzeri sıvı bulunan iki ucu açık 'U' şeklinde bir tüptür. Açık ucun birisi serbest atmosfer tarafında tutulurken diğer uç ölçülmek istenen gazın borusuna bağlanır. Basınç değeri iki uç arasındaki seviye farkından elde edilir.
MANYETİK ALAN (MAGNETIC FIELD) [i]
MANYETİK ALAN (MAGNETIC FIELD) [i]
Her bir noktasında belirgin şekilde manyetik gücün var olduğu uzay parçasına verilen isim.
MANYETİK EKVATOR (MAGNETIC EQUATOR) [i]
MANYETİK EKVATOR (MAGNETIC EQUATOR) [i]
Yerküre üzerinde manyetik ibrenin, göstergenin yatay kaldığı, yukarıya kalkmadığı çizgi. Manyetik ekvatorda gücün manyetik hatları yataydır.
MANYETİK ELEMANLAR (MAGNETIC ELEMENTS) [i]
MANYETİK ELEMANLAR (MAGNETIC ELEMENTS) [i]
Yerkürenin manyetik alanını aşağıda belirtilen üç sayısal değer karakterize eder: A) Astronomik meridyen ile manyetik meridyen arasındaki açıya bağlı olarak manyetik zayıflama; Gerçek kuzeye göre manyetik meridyenin doğuya veya batıya doğru uzanmasına bağlı olarak azalma ve zayıflama gerçekleşir. B) Artma, manyetik gücün çizgisinin yatayla yaptığı açıya bağlıdır. C) Yatay bileşen olarak manyetik yoğunluk genellikle hesaplanabilir.
MANYETİK KUTUPLAR (MAGNETIC POLES) [i]
MANYETİK KUTUPLAR (MAGNETIC POLES) [i]
Manyetik meridyenlerin birleştiği yerküre üzerindeki iki nokta. Coğrafi kutuplarla aynı yerde değildir, küçük sapmalar olmasına rağmen tam tersi tarafında da değildir.
MANYETİK MERİDYEN (MAGNETIC MERIDIAN) [i]
MANYETİK MERİDYEN (MAGNETIC MERIDIAN) [i]
Yatay manyetik güç hatlarının yönlerinin birleştiği, bir araya geldiği yerküre üzerindeki çizgi.
MANYETOGRAF (MAGNETOGRAPH) [i]
MANYETOGRAF (MAGNETOGRAPH) [i]
Yerküre üzerindeki manyetik alanların devamlı şekilde kaydını sağlamak için kullanılan alet. Manyetograflarda üç mıknatıs, eksenleri ile yatay şekilde boşlukta tutulmaktadır. Mıknatıslardan birisinin ekseni manyetik meridyen doğrultusunda, ikincisinin ekseni manyetik meridyene dik, üçüncüsü ise dikey düzlemde hareket edebilmektedir. Mıknatıslardan ilki sapmayı, ikincisi yatay kuvveti, üçüncüsü ise dikey kuvveti göstermeye duyarlıdır.
MARJİNAL/MİNİMUM GÖREREK UÇUŞ KURALLARI (MARGINAL/MINIMUM VISUAL FLIGHT RULES - (MVFR)) [i]
MARJİNAL/MİNİMUM GÖREREK UÇUŞ KURALLARI (MARGINAL/MINIMUM VISUAL FLIGHT RULES - (MVFR)) [i]
Pilotun yerde tahmin ettiği genel hava koşullarını içeren kavram. MVFR'nin kriterlerinin anlamı, 1000 ile 3000 feet arası bulut tavanı ve/veya 3 ile 5 mil görüştür. IFR (Instrumental Flight Rules) yani aletle uçuş kurallarının zıt anlamlısıdır.
MARSTEN KARESİ (MARSDEN SQUARE) [i]
MARSTEN KARESİ (MARSDEN SQUARE) [i]
Okyanuslar üzerindeki meteorolojik bilgilerin coğrafi konumlarını tanıtmak için kullanılan bir sistem. Sistem, Mercator projeksiyonlu dünya haritasını 10° enlem ve 10°boylam şeklinde (10°X10°) karelere bölmek suretiyle gerçekleştirilmiştir. Her kare de kendi içinde yüz eşit parçaya bölünüp 1'den 100'e kadar numaralandırılmıştır. Kare içerisinde bir nokta rakamlarla verilir ve verilen rakamlardan ilki enlemi diğeri de boylamı gösterir. Böylece rakamlar kullanılmak suretiyle okyanus içerisindeki bir nokta kolayca saptanmış olur.
GİDİŞ (MARCH) [i]
GİDİŞ (MARCH) [i]
Gün, ay veya yıl boyunca herhangi bir meteorolojik elemandaki ilerleme/değişme için kullanılan bir terim. Sıcaklık için bu terim kullanıldığında anlaşılan; sabahtan itibaren hava sıcaklığının artmaya başladığı, öğle sonrasında maksimum değere ulaşıp akşama doğru ve gece boyunca azalıp gün doğmadan az önce minimum değere düştüğü şeklindedir.
MASA ÖRTÜSÜ (TABLECLOTH) [i]
MASA ÖRTÜSÜ (TABLECLOTH) [i]
Güney Afrika'daki Masa Dağlarının sivri tepeleri üzerinde görülen ve dünyada tek başına oluşan bulutlara en iyi örnek olarak gösterilebilecek doruk bulutlarına verilen yerel isim. Masa bulutlarının romanlara geçecek kadar güzel bir görüntüsü vardır. Özellikle yaz aylarında tırmanan sıcak ve nemli havanın oluşturduğu masa bulutları oldukça yoğun bir bulut görüntüsü oluşturur.
MAT (TRANSLUCENT) [s]
MAT (TRANSLUCENT) [s]
Saydam olmayan fakat ışığın içerisinden geçmesine izin verecek kadar geçirgen olan nesneler için kullanılan sıfat.
MATANUSKA RÜZGARI (MATANUSKA WIND) [i]
MATANUSKA RÜZGARI (MATANUSKA WIND) [i]
Alaska'da Matanuska Irmağı vadisi boyuca özellikle kış mevsiminde esen hamleli, kuvvetli kuzeydoğulu rüzgarlara verilen isim.
MAVİ BUZ (BLUE ICE) [i]
MAVİ BUZ (BLUE ICE) [i]
Sahip olduğu büyük moleküller nedeniyle ışığı çok iyi yansıttığı için mavi renkte görünen, büyük kütleli saf buzul. Buz ne kadar saf olursa mavi rengi de o kadar belirgindir.
Mb (Mb.,) [k]
Mb (Mb.,) [k]
Basınç ölçü birimi olan milibar için kullanılan kısaltma.
MEDIOKRİS/ORTA (MEDIOCRIS) [s]
MEDIOKRİS/ORTA (MEDIOCRIS) [s]
Latince'de 'orta' anlamına gelen bulut türü. Orta büyüklükte, kısmen dikine yayılan ve tepeleri oldukça küçük çıkıntılar gösteren cumulus bulutları için kullanılır.
MEGA/MEGADİN SICAKLIK (MEGATEMPERATURE (or MEGADYNE TEMPERATURE)) [i]
MEGA/MEGADİN SICAKLIK (MEGATEMPERATURE (or MEGADYNE TEMPERATURE)) [i]
Havanın standart basıncı olan 1000 milibara adyabatik olarak indirilmesiyle elde edilen sıcaklık yani diğer adıyla potansiyel sıcaklıktır.
MEGABARYE (MEGABARYE) [i]
MEGABARYE (MEGABARYE) [i]
1 000 000 baryeye eşit olan güç birimi.
MEGADİN (MEGADYNE) [i]
MEGADİN (MEGADYNE) [i]
1 000 000 dine eşit olan basınç birimi. Santimetrekarede bir mega dinlik basınç, bir bara veya 1000 milibara eşittir.
MEGATERMAL BÖLGE (MEGATHERMAL ZONE) [i]
MEGATERMAL BÖLGE (MEGATHERMAL ZONE) [i]
Köppen'in sınıflandırmasına göre sürekli yüksek sıcaklık ve aşırı yağış isteyen tropik bitkilere uygun, kış mevsiminin hiç yaşanmadığı yeryüzü parçası.
MELTEM (BREEZE) [i]
MELTEM (BREEZE) [i]
Konveksiyon kaynaklı, gece ve gündüz ile yerel yer şekilleri farklılıklarından kaynaklanan hafif veya orta kuvvette rüzgar. Bu rüzgarlar, gece ve gündüz, kara ile deniz arasında veya vadi ile tepe arasında düzenli olarak yön değiştirerek eserler. Deniz, kara, vadi, dağ ve buzul meltemi olmak üzere beş ayrı sınıfta incelenebilir. Bu rüzgarların oluşmasındaki temel neden; iki nokta arasında, güneş ışınlarını farklı derecede emmeden kaynaklanan sıcaklık farkının oluşmasıdır.
MEMELİ BULUT ((MAMMATUS) POCKY CLOUD) [i]
MEMELİ BULUT ((MAMMATUS) POCKY CLOUD) [i]
Alt seviyelerinde keseler veya memeler şeklinde bulut oluşumuna sahip bulut cinsleri için kullanılan terim. Özellikle, stratocumulus ve cumulonimbus bulutlarının alt seviyelerinde veya örs görünümlü gelişme bulutlarının altında gözlenen meme veya kese benzeri bulut oluşumlarını örsün üzerinde Cb'nin dağılımıyla oluşan Cirrus bulutlarıyla beraber görmekte olasıdır.
MENUSKÜS (MENISCUS) [i]
MENUSKÜS (MENISCUS) [i]
Bir tüp içerisinde gözlenen sıvının üst ucundaki bombeli yüzeyi. Sıvının cinsine göre iç veya dışbükey şeklinde olabilir. Civa cama bulaşmadığı, yapışmadığı için dışbükey, su ise cama yapıştığı için içbükey durumdadır. Civalı barometrelerde birisi haznede diğeri de tüpte olmak üzere iki tane menüsküs vardır. Menüsküsler gerek barometrelerde gerekse termometrelerde oldukça önemlidir. İster içbükey isterse dışbükey olsun değer okunurken menüsküsün tam ortası alınır.
MERCEK BULUTLAR (LENTICULAR CLOUD) [i]
MERCEK BULUTLAR (LENTICULAR CLOUD) [i]
Aşağı yukarı birbirlerinde ayrı parçalar halinde olan, düz mercek veya bademe benzeyen, dış hatları kesin olarak belli olan bulutlara verilen isim. Bu bulutlar engebelerden kaynaklanan rüzgar dalgalanmalarının bir sonucu olarak oluşur ve engebenin kuytu tarafında aşağı doğru hareketli türbülansın olduğunu gösterir. Orografik bir olayın sonucudur. Mercek terimi daha çok cirrocumulus, altocumulus ve stratocumulus tipi bulutlarla beraber kullanılır. Fön rüzgarlarının görüldüğü her türlü coğrafi alanda bu tür bulutları görmek olasıdır.
MERİDYENEL CEPHE (MERIDIONAL FRONT) [i]
MERİDYENEL CEPHE (MERIDIONAL FRONT) [i]
Yeni Zelanda'da kuzey-güney ekseninde düz şekilde uzanan bir çeşit cephe.
MERKEZİ BASINC (CENTRAL PRESSURE) [i]
MERKEZİ BASINC (CENTRAL PRESSURE) [i]
Yüksek veya alçağın tam merkezinde olan, yer kartında, deniz seviyesine indirgenmiş basınca göre, yüksek basınçta en yüksek değere, alçak basınçta ise en düşük değere sahip olan yer.
MERKEZKAÇ KUVVETİ (CENTRIFUGAL FORCE) [i]
MERKEZKAÇ KUVVETİ (CENTRIFUGAL FORCE) [i]
Dönen sistemlerde, kütleyi dönme ekseninden dışarıya doğru iten kuvvet. Bu kuvvet ekvatora doğru gidildikçe artar ve 1'e ulaşır, kutuplara gidildikçe ise azalır ve tam kutup noktasında '0' olur. Atmosfer içerisinde hareket eden bir hava parselinin yönünü etkileyen kuvvetlerden birisidir. Bu kuvvetin tam zıt yönünde ise basınç gradyan kuvveti vardır. Bu kuvvetin temelinde de, yine her etkende olduğu gibi yerçekimi kuvveti, dünyanın kendi etrafında dönüşü ve dünyanın eksenindeki eğiklik vardır.
METAL BAROMETRE (ANEROID BAROMETER) [i]
METAL BAROMETRE (ANEROID BAROMETER) [i]
Atmosferik basıncı ölçmede kullanılan alet. İlk defa, 1843'de Vidie tarafından geliştirilmiştir ve herhangi bir sıvı içermez. Temel şekliyle, içinin havası boşaltılmış, ince ince ve yol yol kıvrımlı bir maden kapsülden oluşur. Kapsülün üzerine etki eden hava basıncı ileticiler yoluyla göstergeden izlenir hale getirilir. Maden kapsül ya fosfor bronzdan ya da berilyum bakırdan yapılmıştır. Taşınabilirliği özelliğiyle cıvalı barometrelere tercih edilir fakat metalin elastikiyeti, kullanılan yay ve iletici düzeneklerden kaynaklanabilecek hataları ortadan kaldırmak için zaman zaman cıvalı barometrelerle hatasının karşılaştırılması gerekir. Yazıcısına "aneroidograph" adı verilir.
METAL TERMOMETRELERDE SIVI (LIQUID IN METAL THERMOMETER) [i]
METAL TERMOMETRELERDE SIVI (LIQUID IN METAL THERMOMETER) [i]
Genleşme özellikli, sıcağa duyarlı sıvının metal kutu içinde bulundurulmasıyla yapılan termometre çeşidi. Çelik kutu içinde cıva modelli termometreler en sık görülenidir.
METAN (METHANE) [i]
METAN (METHANE) [i]
Atmosferde oldukça az bulunan, kimyasal formülü CH4 olan gaz. Metan gazı biyolojik ürünlerin çürümesiyle atmosfere katılır ve ozon gazı tarafından da yok edilir. Metan gazının atmosferde yaşama ömrü yaklaşık olarak 15 yıl kadardır.
METAR (METAR) [k]
METAR (METAR) [k]
'METerological Aerodrome Report' kavramının kısaltması (Uçuş Rotası Hava Raporu). Yer meteorolojik veri raporları için tüm gerekleri yerine getiren önemli bir gözlem kodudur. Bir METAR'da en az aşağıdaki bilgilerin verilmesi gereklidir: Rüzgar, görüş, pist görüş uzaklığı, halihazır hava, gökyüzü durumu, sıcaklık, işba sıcaklığı ve altimetrik basınç.
METEOGRAM (METOGRAM) [i]
METEOGRAM (METOGRAM) [i]
Avrupa Orta Vadeli Tahminler Merkezi'nden (ECMWF) alınan 10 günlük hava tahmini içeren diyağramlar için kullanılan terim. Histogram ve grafiklerle 10 günlük bir süre için bulutluluk miktarı, 850 Mb. nispi nem oranı, 6 saatlik sürelerde mm. olarak yağış miktarı, ortalama deniz seviyesine indirgenmiş basınç, knot cinsinden 10 m. rüzgarı ve yönü, ile 2 m. sıcaklığı ve 850 Mb. sıcaklığı verilmektedir. Meteogramın meteorolojide doğrudan kullanılma yani son kullanıcı tarafından doğrudan kullanılması doğru değildir çünkü ülkemizin orografisi ECMWF sistemlerinde tam olarak tanımlanamadığından mutlaka uzman bir meteorolojist tarafından değerlendirilip, yorumlanıp rapor haline getirildikten sonra kullanıcıya verilmesi gerekmektedir. Her şeye karşın 90'lı yılların en gözde ürünlerinde birisidir.
METEOR (METEOR) [i]
METEOR (METEOR) [i]
Genel anlamıyla, sıvı katı, görsel veya elektriksel olmak üzere atmosfer içerisinde yaşanan her türlü olaya verilen isim. Hidrometeor, Litometeor, Fotometeor ve Elektrometeor olmak üzere dört gruba ayrılır. Bunlardan atmosferde en fazla görüleni tartışmasız hidrometeordur. Uzaydan atmosfere giren bir meteoridin atmosfere girmesiyle sürtünmeden dolayı ateş şeklinde iz bırakması da meteor olarak isimlendirilir. Yine kayan yıldızları bu gruba dahil etmek mümkündür. Meteoritlerin bir kısmı yeryüzüne kadar inebilir.
METEORİT (METEORITE) [i]
METEORİT (METEORITE) [i]
Atmosfer içerisine girdiğinde sürtünmeden dolayı yanarak iz bırakan ve yeryüzüne ulaşabilecek kadar büyüklüğe sahip olan meteor.
METEOROGRAF (METEOROGRAPH) [i]
METEOROGRAF (METEOROGRAPH) [i]
Basınç, sıcaklık, nem, yağış gibi birden fazla meteorolojik değişkeni ölçerek tek bir diyagram üzerine otomatik olarak kayıt eden alet. Üst seviye gözlemlerinde kullanılan, balonlar ucuna takılan otomatik kaydedici aletlere verilen isim. Günümüz anlamında meteorograf terimi, radyosonde balonlarının ucuna takılan, elektrik/radyo sinyalleriyle yer istasyonuna üst seviye bilgilerini aktaran aletler için kullanılmaktadır. Bazı yerlerde meteograf olarak ta isimlendirilmektedir.
METEOROGRAM (METEOROGRAM) [i]
METEOROGRAM (METEOROGRAM) [i]
Bir meteorograf tarafından kayıtlanan iki veya daha fazla meteorolojik eleman verilen isim. Bir veya bir grup istasyonun birkaç meteorolojik elemanının zaman serisinin diyagramlarla gösterimi. Cephesel geçişlerin belirlenebilmesi için saatlik hava raporlarından hazırlanan meteorolojik veri haritaları buna en açık örnektir.
METEOROLOJİ (METEOROLOGY) [i]
METEOROLOJİ (METEOROLOGY) [i]
Atmosfer ve atmosferik olaylarla ilgilenen bilim dalı. Meteoroloji bilime de kendi içinde tarımsal meteoroloji, astrometeoroloji, uçuş meteorolojisi, dinamik meteoroloji, hidrometeoroloji, operasyonel, deniz, askeri, uygulamalı ve sinoptik meteoroloji gibi alt dallara ayrılır. Meteoroloji kelimesi, Yunanca 'meteoros', 'yüksek' ve 'logos' 'anlatmak' kelime bileşenlerinden türemiştir. Meteoroloji hava olaylarıyla ilgilendiği kadar, iklim, atmosferin fiziki, dinamik ve kimyasal özellikleri ile atmosfer ve yer arasındaki karşılıklı etkileşimle de ilgilenir. Meteoroloji, iklimbilim yani klimatolojiden ayrı tutulmalıdır çünkü klimatoloji aktüel hava koşullarıyla değil daha çok onların uzun süreli ortalamalarıyla ve iklim tipleriyle ilgilenir.
METEOROLOJİK (ISI) EKVATOR (METEOROLOGICAL EQUATOR) [i]
METEOROLOJİK (ISI) EKVATOR (METEOROLOGICAL EQUATOR) [i]
Yeryüzünde en yüksek ortalama yıllık sıcaklığa sahip yerleri birleştiren eğriye verilen isim. Meteorolojik ekvator, Atlantik ve Pasifik Okyanusları hariç, coğrafi ekvatorun kuzeyinden geçer. Meteorolojik ekvatoru oluşturan ortalama yıllık en yüksek sıcaklıklar karalar üzerinde okyanuslara göre yaklaşık olarak 5 °C daha yüksektir. Ekvatoru da içeren 10° Kuzey paraleli en yüksek sıcaklık ortalamasına sahiptir bu nedenle be enleme 'termal' veya 'ısı' ekvatoru adı da verilir.
METEOROLOJİK ELEMANLAR (METEOROLOGICAL ELEMENTS) [i]
METEOROLOJİK ELEMANLAR (METEOROLOGICAL ELEMENTS) [i]
Herhangi bir yer ve zamanda havanın durumunu belirlemeye yarayan altı önemli meteorolojik değişken için kullanılan terim. Bu değişkenler şunlardır: Hava sıcaklığı, barometrik basınç, rüzgar hızı/yönü, nem, bulutluluk miktarı/cinsi ve yağış. Bu ana meteorolojik elemanlara gerektiğinde ayırt edici özellikler olarak, güneşlenme, görüş uzaklığı, radyasyon, hale, oraj, serap ve şimşekte eklenebilir.
METEOROLOJİK KEŞİF UÇUŞU (METEOROLOGICAL RECONNAISSANCE FLIGHT) [i]
METEOROLOJİK KEŞİF UÇUŞU (METEOROLOGICAL RECONNAISSANCE FLIGHT) [i]
Yer rasatlarının yetersiz olduğu yerlerde, özellikle denizler ve okyanuslarda, meteorolojik bilgi elde etmek amacıyla yapılan uçuşlar. Uçuş yolu üzerinde elde edilen meteorolojik bilgiler RECCO kodu ile rapor edilir. Günümüzde uydu teknolojisi gelişmiş olduğundan bu tür gözlemlere fazla gereksinim duyulmamaktadır.
METEOROLOJİK OPTİK (METEOROLOGICAL OPTICS) [i]
METEOROLOJİK OPTİK (METEOROLOGICAL OPTICS) [i]
Atmosfer içerisinde gerçekleşen tüm optik olaylarla, bu olayların nedenleri ve sonuçlarıyla ilgilenen bilim dalı. Gökyüzünün, bulutların ve hidrometeorların rengi, atmosfer içerisinde ışığın yansıması, kırılması ve dağılması bu bilim dalının ilgi alanıdır. Atmosferik optik ile eş anlamlıdır.
METEOROLOJİK RAPOR (REPORT, METEOROLOGICAL) [i]
METEOROLOJİK RAPOR (REPORT, METEOROLOGICAL) [i]
Meteoroloji konusunda yetkili kişi ve birimler tarafından hazırlanmış hava durumuna ilişkin her türlü hava raporu için kullanılan genel bir terim.
METEOROLOJİK SEMBOL (METEOROLOGICAL SYMBOL) [i]
METEOROLOJİK SEMBOL (METEOROLOGICAL SYMBOL) [i]
Herhangi bir meteorolojik olayı, hidrometeoru, hava durumu veya hava haritaları üzerindeki bir bilgiyi sembolize eden, simgeleyen karakter, diyagramsal işaret, sayı veya harf. Semboller ilk defa J.A. Lambert tarafından 1771'de sadece bulutlar, yağmur, kar, sis ve oraj için kullanılmıştır. Daha sonra Meteoroloji Topluluğu tarafından yeniden düzenlenmiştir. Smithson Meteoroloji Tablosu sadece 31 sembolü içerir. Günümüzde, meteorolojik olayları sembolize eden 99 adet işaret kullanılmaktadır.
METEOROLOJİST (METEOROLOGIST) [i]
METEOROLOJİST (METEOROLOGIST) [i]
Atmosfer ve atmosfer olayları üzerinde çalışan kişilere verilen unvan. Bu unvan hava tahminleriyle uğraşan, hava tahminlerinin hazırlandığı birimlerde çalışan kişiler için de kullanılmaktadır.
METRE (METER) [i]
METRE (METER) [i]
M.K.S sisteminde kullanılan uzunluk ölçü birimi. Kuzey yarımkürede ekvatorla kuzey kutbu arasında yer alan enlemlerden Fransa-Paris üzerinden geçen enlemin uzunluğunun on milyonda biri oranında bir ölçü. Bu ölçüye temel oluşturan referans metre, Sevr'de Uluslararası Ağırlık ve Ölçü Bürosunda 0°C sıcaklıkta korunan platinyum-iridyum çubuktur. Santimetre-gram-saniye ölçü birimine göre, metrenin yüzde birine santimetre adı verilir.
MEVSİM (SEASON) [i]
MEVSİM (SEASON) [i]
Bitkilerin yıllık değişim süreci veya meteorolojik koşullar gibi yıllık yinelenen bazı doğal olayların baz alınarak belirlendiği yılın bölümü. Mevsimlerde kendi içinde bitkisel, meteoroloji ve diğer olaylar baz alınarak değişik kişiler tarafından alt bölümlere ayrılabilmektedir. Mevsimlerin sayısı Malezya'da olduğu gibi kültürlerden de etkilenmektedir ve onlarda sadece iki mevsim vardır. Orta kuşakta yaşayan bizler için bitkilerin ekimi, olgunlaşması veya hasat edilmesi ile değişen meteorolojik koşullara göre, kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar olmak üzere dört mevsim vardır. Labradorda yaşayan Eskimolar için sadece yaz ve kış olmak üzere iki mevsim vardır. Burmada ise soğuk, sıcak ve yağışlı mevsimler vardır. Aynı durum Hintliler için de geçerlidir ve üç mevsim vardır: Soğuk veya kış mevsimi, sıcak veya geçiş mevsimi ile yağışlı veya muson mevsimi.
MEYVA BAHÇESİ ISITICISI (ORCHARD HEATER) [i]
MEYVA BAHÇESİ ISITICISI (ORCHARD HEATER) [i]
Bitki ve meyve ağaçlarını dondan korumak amacıyla, sebze ve meyve bahçelerinde kullanılan her türlü ısıtma aracı. Kömür, petrol ve odun yakan herhangi bir ısıtıcı olabilir. Bu tür ısıtıcılar toprak ve toprağa yakın seviyelerde radyasyon veya kondüksüyon (dokunma) yoluyla gerçekleşen ısı kaybını tamamlarlar.
MEZO ALÇAK (MESOLOW) [i]
MEZO ALÇAK (MESOLOW) [i]
Tek bir oraj büyüklüğünde, küçük alçak basınç merkezi. Bu tür alçak merkezlerin varlığı kuvvetli hava olaylarının başlaması için alt yapı oluşturur.
MEZO YÜKSEK (MESOHIGH) [i]
MEZO YÜKSEK (MESOHIGH) [i]
Soğuk dışarı doğru akışlar ve oraj yağmurlarının soğuttuğu havadan kaynaklanan, küçük bir alanı kapsayan yoğun yüksek basınç merkezi. Kabarcık yüksek olarak ta isimlendirilen bu yüksek basınç merkezlerinin kenarlarında kararsızlık hatları ve yapay soğuk cepheler gözlenir.
MEZOPOZ (MESOPAUSE) [i]
MEZOPOZ (MESOPAUSE) [i]
Mezosferin tepesi, üst tarafı için kullanılan bir terim. Yaklaşık yerden 80 km. yukarıdadır. Bu seviyenin varlığı en düşük sıcaklık değerinden ve sıcaklık enverziyonundan belli olur.
MEZOSFER (MESOSPHERE) [i]
MEZOSFER (MESOSPHERE) [i]
Stratosferle iyonosfer arasında bulunan, yükseklikle sıcaklığın hızla düştüğü atmosfer tabakası. Yüksekliği değişiklik göstermesine karşın genellikle yerden 17 ile 80 km. yukarıda bulunur.
MEZOSİKLON (MESOCYCLONE) [i]
MEZOSİKLON (MESOCYCLONE) [i]
Süper çekirdeklerin güneybatı taraflarında bulunan ve fırtına büyüklüğünde bir dönüşe sahip olan alan için kullanılan terim. Mezo siklonun sirkülasyonu içinde geliştiği kasırgadan daha büyüktür. Doppler radarda çok rahat izlenebilen bir dönüşe sahiptir.
MEZOTERMAL İKLİM (MESOTHERMAL CLIMATE) [i]
MEZOTERMAL İKLİM (MESOTHERMAL CLIMATE) [i]
Orta sıcaklıkta iklim çeşidi. Köppen sınıflandırmasında en soğuk ayın sıcaklık ortalaması - 3 °C'den 19 °C' ye kadar uzanan sıcaklığa sahip iklim. Bu koşullardaki iklim dünya üzerinde daha çok 30 ° ile 45 ° enlemleri arasında bulunur ama zaman zaman 60 ° enlemine kadar uzanabilir.
MİKRO İKLİM (MICRCLIMATE) [i]
MİKRO İKLİM (MICRCLIMATE) [i]
Genel ve geniş bir alanın iklimi içinde farklılıklar sergileyen vadi, şehir, yerleşim yeri, konut,ormanlık alan veya mağara gibi küçük yerlerde gözlenen iklime verilen isim. Mikro iklim alanlarında yapılan iklimsel ölçümler hem kısa süreli aralıklarla hem de çok sık istasyonlarla (2 ile 10 km aralıklı) yapılmalıdır. Mikro iklim gözlemleri ırmak taşkınları ve bitki üzerine yapılan çalışmalarda önem taşır.
MİKRO İKLİMBİLİM (MICRCLIMATOLOGY) [i]
MİKRO İKLİMBİLİM (MICRCLIMATOLOGY) [i]
Küçük alanlar üzerinde yapılan detaylı iklim çalışmaları. Toprağın yapısı, toprak ikliminin yapısı, yükselti farkının o yerdeki etkisi incelenerek elde edilen bilgiler, taşkın kontrolleri, hangi tür bitkinin o yöreye uygun olduğu konularında kullanılır.
MİKRO/KÜÇÜK (MICRO) [s]
MİKRO/KÜÇÜK (MICRO) [s]
Yunanca 'micros' kelimesinden gelme ve 'küçük' anlamına gelen bir ön takı. Birimlerden önce kullanıldığında 'milyonda biri' anlamına gelir.
MİKROBAR (MICROBAR) [i]
MİKROBAR (MICROBAR) [i]
Meteorolojide santimetrekarede bir dinlik basınca eşit olarak kullanılan, barın milyonda biri olan basınç ölçü birimi.
MİKROBAROGRAF (MICROBAROGRAPH) [i]
MİKROBAROGRAF (MICROBAROGRAPH) [i]
Genel kullanımlı barografların kaydedemeyeceği kadar küçük atmosferik basınç değişimlerini kaydetmek amacıyla geliştirilmiş oldukça duyarlı yazıcılı basınç ölçer aleti. Mikrobarografın diyagramına mikrobarogram adı verilir.
MİKROMETEOROLOJİ (MICROMETEOROLOGY) [i]
MİKROMETEOROLOJİ (MICROMETEOROLOGY) [i]
Tepe, yamaç, ormanlar, ırmak yatakları veya şehirler gibi küçük, dar alanlar üzerindeki meteorolojik koşullarda yaşanan değişiklerle ilgilenen meteoroloji dalı.
MİKROPATLAMA (MICROBURST) [i]
MİKROPATLAMA (MICROBURST) [i]
Orajdan aşağı doğru patlayan yerel etkili rüzgarlar için kullanılan terim. Süresi 5 dakikadan azdır ve çapı 4 km.yi geçmeyen bir alanda etkili olur. Oraj veya sağanaktan kaynaklanan kuvvetli ve aşağıya doğru olan yerel hava hareketi. Serin veya soğuk havanın dışarıya doğru gerçekleşen bu patlaması , yer ve yere yakın seviyelerde kuvvetli rüzgarla beraber hasar yaratır. Bazen bu hasarların boyutu tornado hasarına benzer. Aşağı doğru olan bu patlamalar yerde ani rüzgar yön ve hız değişikliklerine neden olur. 'Downburst' yani aşağı doğru hava hareketi patlaması olarak ta isimlendirilir.
MİKROPLÜVİOMETRE (MICROPLUVIOMETER) [i]
MİKROPLÜVİOMETRE (MICROPLUVIOMETER) [i]
Genel amaçlı kullanılan yağış ölçerlerin kaydedemeyeceği kadar hafif yağışların kaydedilmesini sağlayan oldukça duyarlı yağış ölçer. En çok kullanılan tipi ise hareketli kağıt şeride sahip olan tipidir. Hareketli kağıt şerit üzerinde oluşabilecek en küçük nemlenme, çok küçük bir damlacık bile olsa, kimyasal olarak şeridin renginin değişmesine neden olmaktadır. Kağıt şerit incelendiğinde en küçük yağışın olduğu ve zamanı anlaşılmaktadır.
MİKROTERMAL İKLİM (MICROTHERMAL CLIMATE) [i]
MİKROTERMAL İKLİM (MICROTHERMAL CLIMATE) [i]
Köppen iklim sınıflandırmasında, kutup noktalarında uzun, soğuk kışlar ve kısa yazların yaşandığı bölgelerin ekvatora bakan taraflarında yıllık ortalama sıcaklığın donma seviyesi üzerinde olduğu, az da olsa kozalaklı ağaçların yaşamasına uygun olan iklim çeşidi. Bu iklimde en soğuk ayın sıcaklık ortalaması -3 °C, en sıcak ayın sıcaklık ortalaması ise 10°C'dir. Mikro termal iklim, 40° ile 65° enlemleri arasında uzanan karaların iç ve doğu kısımlarında görülür.
MİL (MIL) [i]
MİL (MIL) [i]
Ateşli silahların kullanımı sırasında kullanılan ve 360 derecelik açının 1/6400'üne eşit olan açısal ölçü birimi. Tel ve kabloların çapını ölçmede kullanılan inçin binde birine eşit birim.
MİLİBAR (MILLIBAR) [i]
MİLİBAR (MILLIBAR) [i]
Barın binde birine eşit olan basınç birimi. Meteorolojide ise, santimetrekareye 1 000 dinlik bir güç olarak tanımlanır. Günümüzde atmosfer basıncı milibar ile ifade edilir ve standart atmosfer basıncı 1013 milibara eşittir.
MİNİMUM TERMOMETRE (MINIMUM THERMOMETER) [i]
MİNİMUM TERMOMETRE (MINIMUM THERMOMETER) [i]
En son icrasından/indirgenmesinden sonra otomatik olarak bulunduğu yerdeki en düşük hava sıcaklığını gösteren termometre. Cam tüp içindeki alkol ve yarım inç uzunluğunda iki ucu başlıklı indeksten oluşur. Yatay konumda tutulan termometrede, hava sıcaklığı arttığında haznedeki alkol yükselir ama e indeksi beraberinde götürmez yani e indeks alkol içinde kalır. Hava sıcaklığı düştüğünde ise büzülerek geri hazneye dönen alkol dönüşünde e indeksi de kendisiyle beraber hazneye doğru çeker. e İndeksin haznenin karşı tarafındaki ucundan okunan değer o yerin en düşük hava sıcaklığıdır. Cam tüp içindeki alkolün üst ucundan okunan değer ise her zaman halihazır sıcaklığı gösterir. Her sıcaklık okumasından sonra e indeks alkolün ucuna gelecek şekilde icra edilmelidir.
MİNİMUM/EN DÜŞÜK (MINIMUM) [s]
MİNİMUM/EN DÜŞÜK (MINIMUM) [s]
Sıcaklık, basınç veya rüzgar hızı gibi herhangi bir değişkeni ölçen aletin belirlenmiş bir süre içerisinde göstermiş olduğu en düşük değer.
MİNTRA (MINTRA) [i]
MİNTRA (MINTRA) [i]
Belli bir basınçta, göstermekte olduğu değerden daha yukarılarda yoğunlaşma izleri oluşmayan sıcaklık.
MİNUANO (MINUANO) [i]
MİNUANO (MINUANO) [i]
Özellikle kış aylarında, Haziran ayından Eylül ayına kadar olan sürede Brezilya'nın güneyinde esen soğuk güneybatılı rüzgarlara verilen isim.
MİSTRAL (MISTRAL) [i]
MİSTRAL (MISTRAL) [i]
Akdeniz'in kuzeybatı kıyılarından Akdeniz'e doğru esen, kuzeyli, soğuk ve kuru rüzgar. Bu rüzgarın estiği zamandaki sinoptik durum incelendiğinde; Cenova Körfezi üzerinde yerleşmiş bir alçak basınç merkezi ve kuzeybatısında bir yüksek basınç merkezinin varlığı gözlenir. Mistralın hızı (40 ile 75 Knot.) yer yer demiryolunda ilerleyen bir vagonu rayından çıkararak devirebilecek şiddete ulaşır.
MKS SİSTEMİ (MKS SYSTEM) [k]
MKS SİSTEMİ (MKS SYSTEM) [k]
c.g.s sistemine benzeyen fakat meteorolojide az kullanılan birimler sistemine verilen isim. Temel birimleri: metre, kilogram ve saniyedir.
MOAZAGOTL (MOAZAGOTL) [i]
MOAZAGOTL (MOAZAGOTL) [i]
Güneydoğu Almanya'daki Sudetes Dağlarının rüzgar almayan taraflarında alçalan sıcak, kuru ve fön yapısındaki havanın oluşturduğu dalgalanmalar sonucunda oluşan durağan cirrus bulut bankları için kullanılan terim. Bu tür bulutlar soğuk aylarda, özellikle sonbaharda daha da çoğalır. Bulutun oluşabilmesi için aynı zamanda havanın koşullu olarak kararsız olması ve rüzgar hızının belli bir kritik değeri aşması gerekir.
MOD (MODE) [s]
MOD (MODE) [s]
Herhangi bir değişkenin gözlenen bir dizi veri seti içinde en fazla sıklığa sahip olan değer, en fazla tekrarlanan değer. Örneğin, belli bir süre içinde elde edilen sıcaklık değerleri, 12,12, 14,14,15,15,15,17,18 ise en fazla tekrarlanan değer 15 (üç defa) olduğu için mod 15 olarak alınır. Mod ile ortanca ve aritmetik ortalama arasındaki yaklaşık ilişki aşağıdaki şekildedir.
Mod = Ortanca - 3 (Ortalama - Ortanca)
MONOKROMATİK RADYASYON (MONOCHROMATIC RADIATION) [i]
MONOKROMATİK RADYASYON (MONOCHROMATIC RADIATION) [i]
Tek dalga uzunluğuna sahip radyasyon için kullanılan terim.
MONT (MONT) [k]
MONT (MONT) [k]
Meteorolojik mesajlarda, bir dağ istasyonundan alınan rakamlarla kodlanmış tamamlayıcı sinoptik raporun verilmeye başlanacağını belirten kod.
MOR IŞIK (PURPLE LIGHT) [i]
MOR IŞIK (PURPLE LIGHT) [i]
Güneşin batışından hemen sonra kararmakta olan gökyüzünde, güneşin battığı yerin tam 25 ° yukarısında oluşan parlak kısım. Bu renk gökyüzü karardıkça daha da parlaklaşır ve bir disk içinde yayılır. Güneş 4° aşağı olduğu zaman en yüksek parlaklığa ulaşır. Güneş battıkça diskin boyutları büyür ve parlaklığı azalır. Gün batışından iki kat hızla kaybolur.
MORÖTESİ (ULTRAVIOLET) [s]
MORÖTESİ (ULTRAVIOLET) [s]
Dalga boyu, X ışınların dalga boyundan uzun, gözle görülebilir ışık dalgalarının dalga boyundan kısa olan elektromanyetik radyasyon. Toplam enerjinin % 4 ile 5 kadarını oluşturur. Ozon oluşumu ve flüoresan gibi bazı karmaşık kimyasal tepkimelerin temel nedenidir. Morötesi ışınlar fotoğraf baskı kağıdı üzerinde görünür hale gelirler. İnsanoğlu için oldukça gerekli radyasyondur.
MUSON (MONSOON) [i]
MUSON (MONSOON) [i]
Arapça 'mausim', 'mevsim' kelimesinden türemiş kelime. Geniş kara parçaları ile hemen bitişiğinde bulunan okyanus yüzeyleri arasındaki büyük yıllık sıcaklık değişimleri ve farklılıklarından kaynaklanan mevsimsel rüzgarlar. Muson rüzgarları, yazın kıtalar üzerinde sıcaklık okyanus üzerinden yüksek olacağı için okyanustan karaya doğru, kışın ise okyanus yüzeyindeki sıcaklık karalardan yüksek olduğundan kıtalardan denize doğru eser. Tartışmasız yazın okyanustan kıtalara doğru esen rüzgarlar çok fazla nem taşıdığı ve sıcak olduğu için kıtaların kıyılarında bulunan dik dağları tırmanırken soğuyup yoğunlaşacak ve kıyı kesimlerinde aşırı etkili ve tehlikeli yağışlara neden olacaktır. Muson rüzgarları denilince akla, nem ve güneybatılı akışların Güney Hindistan kıyılarında neden olduğu yıkıcı, hasarlara neden olan yağışları gelir. Dünyanın birçok yerinde aynı mantıkla oluşan rüzgarlar meydana gelmesine rağmen en fazla görüldüğü yerler Asya kıtasının güney ve doğu kıyılarıdır. Günlük sıcaklık değişimlerinden kaynaklanan kara ve deniz melteminin, mevsimsel sıcaklık değişimi karşılığı ve kıta ile okyanus arasında gerçekleşmesi olayı da muson rüzgarlarını doğurmaktadır.
MUSON HAVA (MONSOON AIR) [i]
MUSON HAVA (MONSOON AIR) [i]
Sibirya Kutupsal Karasal kaynaklı hava kütlesinin doğrudan ve yavaşça Hint Okyanusunun ekvatoral havasına doğru geçişi sırasında Bengal Körfezi ve Hindistan üzerinde oluşumu gözlenen hava kütlesi. Muson hava kütlesinin belli başlı özellikleri şunlardır
Yüksek seviyeler kadar nemli ve sıcak hava, ticaret rüzgarlarından kaynaklanan enverziyonun yokluğu, tepe yapabilen cumulus ve cumulonimbus bulutları, iyi bir görüş, etkili sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlar.
MUSON SİSİ (MONSOON FOG) [i]
MUSON SİSİ (MONSOON FOG) [i]
Genel siklonik aktivitenin zayıf ve muson hava kütlesinin yavaş yavaş gelişmekte olduğu durumlarda, oldukça yüksek nispi neme sahip hava parselinin neden olduğu, sıcaklık değerleri birbirinden oldukça farklı kara ve denizin birleştiği yerlerde görülen adveksiyon sisi. Muson sisi daha çok kıyı kesimlerinde gözlenen bir meteorolojik olaydır.
MUTLAK (ABSOLUTE) [s]
MUTLAK (ABSOLUTE) [s]
Klimatolojide, belli bir gözlem istasyonunda, belli bir zaman dilim içinde, meteorolojik faktörün en yüksek ve en düşük uç değerleri.
MUTLAK KARARSIZLIK (ABSOLUTE INSTABİLİTY) [i]
MUTLAK KARARSIZLIK (ABSOLUTE INSTABİLİTY) [i]
Lapse Rate'in, kuru adyabat oranından büyük olması durumundaki nemli havanın durumu. Tersi durumunda, 'mutlak kararlılıkta', 'Lapse-Rate', nem adyabatlardan daha düşüktür.
MUTLAK NEM (ABSOLUTE HUMIDITY) [i]
MUTLAK NEM (ABSOLUTE HUMIDITY) [i]
Birim hacim havada bulunan su buharı miktarı. Su buharı yoğunluğu olarak ta bilinir. Birimi metreküpte gramdır. Mutlak nem miktarı adyabatik genleşme ile azalır, adyabatik daralma ile artar.
MUTLAK SICAKLIK (ABSOLUTE TEMPERATURE) [i]
MUTLAK SICAKLIK (ABSOLUTE TEMPERATURE) [i]
Cisimlerde moleküler hareketin durduğu noktanın sıfır sayıldığı sıcaklık.
MUTLAK SICAKLIK SKALASI (ABSOLUTE TEMPERATURE SCALE) [i]
MUTLAK SICAKLIK SKALASI (ABSOLUTE TEMPERATURE SCALE) [i]
Kelvin ölçeği olarak bilinen, Lord Kelvin'in termodinamik ıskalası tarafından ölçeklendirilen sıcaklık dereceleri. Diğer tüm sıcaklık ölçekleri bu ıskalaya göre derecelendirilir. Kelvin ölçeklendirmesi, ideal gaz molekülünün ortalama kinetik enerjisi temeline dayalıdır. Mutlak ölçeklendirmede sıfır noktası, gazdaki moleküler hareketin olmadığı sıcaklıktır. Bu sıcaklık ölçeklendirmesine göre, donma noktası -273, kaynama noktası ise +273 derece Kelvin'dir. Doğada ideal gaz bulmak mümkün olmadığından, pratikte bu derecelendirmeler hidrojen, helyum, argon, oksijen ve nitrojen gibi gazlarla yapılır. Bu ölçeklendirme genellikle fizik bilimleri ve dinamik meteorolojide kullanılır.
MUTLAK SIFIR (ABSOLUTE ZERO) [i]
MUTLAK SIFIR (ABSOLUTE ZERO) [i]
Teorik olarak moleküler aktivitenin olmadığı sıcaklık. Kelvin Sıcaklık Ölçeğinde sıfır noktasıdır. Bu değer Kelvin Ölçeğinde -273.16, Celsius'da -273, Fahrenheit Ölçeğinde ise -459.6 derecedir.